The Witcher serisinde kimsenin çok üstüne düşmediği ama önemli karakterlerden biri olan Shani hakkında pek çok bilgi bulunmaktadır. Birinci oyunda önemli seçimlerimizden birkaçında bulunan ve üçüncü oyunda da Hearts of Stone DLC’sinde ana karakterlerden biri olan Shani, Geralt’ın kızıl saçlı ve aynı zamanda şifacı olan kız arkadaşıdır.
Witcher serisinde cerrah, şifacı ve doktor olarak karşımıza çıkan Shani en kötü olaylarda bile pozitifliği ile etrafa renk katan bir karakter.
Kitaplarda bahsi geçmişliği vardır.
Çoğu kişilerin bildiğinin aksine Shani’nin iki Witcher kitabında bahsi geçmişliği vardır. Elflerin Kanı 1994, Gölün Leydisi 1999 yıllarında çıkan bu kitaplar çok popüler olmasa da kitaplar büyük ölçüde doğrudur. Rience sonda Geralt ile kısa ama tutkulu bir romantizme yol açtı, büyük bir olay olmasa da Shani’nin sevenleri iyi yazılmış bu karakterin varlığından oldukça memnun.
Her zaman tarafsız bir şifacı oldu.
Kuzey’de yaşayanlar için çok fazla önem arz eden 1268 Brenna Savaşı alanında bulunan hastanede çalıştı. O zamanlar çok genç olmasına rağmen yaralanan askerlerin yaralarıyla ilgilendi ve bu konuda ne kadar başarılı olduğunu ispatladı. İki tarafın askerlerinin de en ağır yaralarıyla ilgilendi ve bu konuda asla taraf tutmadı. Her yaralıyı iyileştirmek için elinden geleni yaptı.
İyi yürekli ve affedici bir karakteri vardır.
Geralt, Triss ile aşk yaşamaya başlasa bile hiçbir zaman Geralt ile bağını koparmaz ve iletişimi kesmez. Geralt’ın her zor durumunda yardımcı olmaya çalışır. Shani’nin Geralt için kalbinde ayırdığı yer başkadır fakat aşkını içinde yaşamak zorunda kalmıştır.
Oxenfurt Akademisin’de Tıp Dekanı oldu.
Oxenfurt sakinlerinin kanalizasyon suları zehirlendiğinde krizi çözen kişi olmasının sebebi panzehirleri biliyor olmasıydı. Tıp alanında göstermiş olduğu bu başarısının ve yüksek mevkisinin bir günde olmadığını uzun süreli çalışma sonucunda ulaştığını gözler önüne serdi.
Shani ve Dandelion arasındaki ilişki sanılan gibi değildi.
Shani gibi Dandelion da Oxenfurt Üniversitesinde okudu. Öğrencilik zamanlarında Redanian casusları Dandelion’ın üniversitede okumaması için bir çalışma düzenledi. Shani de diğer üniversite arkadaşları gibi ajanları sevmezdi bu sebepten yardımda bulundu. Ajanları avlamak için yapılan planlardan birinde flört numarası yaptılar ve numara çok gerçekçi geldi bu da aralarında bir şey olabileceğini düşündürdü. Zaten Geralt onun ilk ilişkisi değildi.
Ünlü bir şifacı olmayı başardı.
Tıp profesörü olarak çalıştığı ve dekanlığa kadar yükseldiği Oxenfurt Üniversitesi salonlarında ismi çokça duyulurdu. Ona ait olan “yaraları kırmızıdan kırmızıya, sarıdan sarıya, beyazdan beyaza dikin” sözü gelecek kuşakların sıkça duyacakları ve kullanacakları bir bilgi oldu.
Shani o kadar da iyilik meleği bir insan değildi.
Bir zamanlar Akademi’nin yüksek harç ücretlerini ödeyecek durumu yoktu. Bu nedenle okuldan malzeme çalıp Myhrman adıyla yöredeki insanlara satış yapıyordu.
Son nefesini doksan yaşında verdi.
Edindiği tecrübeleri ve birikimleri kendi hayatında uygulayarak uzun süre yaşamayı başardı. Witcher hayatından kaçmasına rağmen, Geralt’ın aksine 90 yaşında öldü.
Witcher evreninde ciddi anlamda ufak bir yeri olan bu karakter aslında birçok hayata iyi anlamda dokunmuştur. Geralt ile yaşadığı ufak zamanlı romantizm ise hikayeye güzel bir tatlılık katmakta. Shani’yi en çok birinci oyunda görüyoruz ve Alvin’i kendisine ya da Triss’e emanet edebiliyoruz. Burada yaptığınız seçim romantizm anlamında da hikayenin akışını etkilemektedir.
Çok güzel bir yazı olmuş witcher içerikli yazıların devamını dilerim.